Hoş Geldiniz
CLick FoRuM

Join the forum, it's quick and easy

Hoş Geldiniz
CLick FoRuM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Kalbimiz neden soldadır?

    heavenskhan
    heavenskhan


    Mesaj Sayısı : 120
    İtibar : 0
    Kayıt tarihi : 31/05/10
    Yaş : 32
    Nerden : Adapazarı

    Kalbimiz neden soldadır? Empty Kalbimiz neden soldadır?

    Mesaj tarafından heavenskhan Salı Haz. 01, 2010 8:56 pm

    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Aynaya baktığınızda ne görürsünüz?
    Birbirinin hemen hemen aynısı iki kulak, iki göz, iki kol ve iki bacakÉ
    Görüntümüz baştan sona çarpıcı bir simetriyi yansıtır; sağ tarafımız
    sol tarafımızın yansımasıdır. Ama bu yalnızca görünüşte! Çünkü
    vücudumuzun içinde her şey çok farklı.

    Ama bu yalnızca görünüşte! Çünkü vücudumuzun içinde her şey çok
    farklı: Kalp, dalak ve pankreas solda, safra kesesi ve karaciğer sağda…

    Hatta akciğer gibi çift organlar da sağ ile sol arasında morfolojik
    farklılıklar sergilerler: Sağ akciğer için üç lob ve sol için de iki
    lob. Bağırsak da sürekli aynı yönde dolandığından yanaldır.

    Peki nasıl oluyor da, başlangıçta bütünüyle simetrik olan embriyon
    sağı soldan ayırıp organlarını yanlamasına dizebiliyor?

    Bilim adamları uzun zamandır bu sırrı çözmeye çalışıyorlardı. Ve
    nihayet amaçlarına ulaştılar. Son yıllarda, bu organizasyonun,
    embriyonun birkaç hücresinin yüzeyindeki küçük kirpikler tarafından
    gerçekleştirilen rotasyon hareketlerinin sonucu olduğunu belirlediler.


    Kararlı bir rotasyon

    Nice Ğ Sophia Üniversitesi’nde gelişim biyolojisi ve kanser
    araştırma, işaretleme enstitüsünü yöneten Stephane Noselli, 2004
    yılından beri yapılan araştırmaların, simetriyi kıran bir yapı olarak
    kirpiklerin rolünü gittikçe daha fazla kanıtladığına dikkat çekiyor.

    Bu son derece hassas mekanizmanın inceliklerinin keşfini büyük
    ölçüde Tokyo Üniversitesi’nde anatomi ve hücre biyolojisi bölümünden
    Nobutaka Hirokawa ve ekibine borçluyuz.

    Bu çok hassas süreçlerle ilgili bilgilerimizi derinleştirerek, bilim
    adamları iç asimetrimizin ve bununla bağlantılı olabilecek
    patolojilerin sırrını aydınlatıyorlar.

    Genetik hastalık çözdü
    Her şey otuz yıl kadar önce, Kartagener sendromu olarak bilinen,
    ender rastlanan genetik bir hastalığa yakalanan kişilerin incelenmesiyle
    başladı.

    Lyon-1 Üniversitesi’nden genetik kardiyolog Partice Bouvagnet bu
    hastalığı, spermlerin kamçılarının da tutulabildiği, solunum mukoza
    kirpiklerinin işlev bozukluğu olarak tanımlıyor.

    Bu hastalığın en tuhaf yanı ise, kişilerde organların yer
    değiştirmesine neden olması; tıpkı aynadaki gibi kalp sağa, karaciğer
    sola v.s. kayıyor.

    Bu da hücre kirpiklerinin kişide sağ-sol ekseninin bozulmasında
    kilit rol oynayabileceğinin işareti olarak yorumlandı. Bundan sonra ise
    geriye, tam olarak hangi kirpiklerin söz konusu olduğu ve bunların
    gelişimin hangi aşamasında devreye girdiklerini anlamak kalıyordu.

    Herşey “düğüm”le başlıyor
    Son on yılda fare üzerinde yapılan sayısız araştırma ve özellikle
    de, aynı zamanda hem kirpikleri hem de iç asimetriyi etkileyen
    mutasyonların incelenmesi bu asimetrinin nerede başladığının
    keşfedilmesini sağladı.

    Her şey “düğüm” düzeyinde başlıyor; bu düğüm, gastrülasyon olarak
    adlandırılan, embriyonun gelişiminin erken bir evresinde (2 hafta),
    ventral kutupta oluşan geçici, küçük bir çöküntü.

    Bu aşamada, embriyon hala tam olarak simetriktir ve sırtın, karnın,
    başın ve ayakların neye dönüşeceğine karar vermiştir. Bu düğüm, her
    biri birer kirpikle donanmış, son derece sıkışık 200 ila 300 hücreden
    oluşur.

    Gizemli sinyal
    Ancak 1998 yılında Hirokawa ekibinden Shigenori Nonaka
    video-mikroskopi sayesinde bunun herhangi bir kirpik olmadığını
    belirledi. Nedeni ise, önden arkaya doğru açık kapanan organizmamızın
    (iç kulak, solunum mukozalarıÉ) klasik kirpiklerinin tersine, düğüm
    kirpiklerinin moleküler yapıları nedeniyle, saatin akrep ve yelkovanı
    doğrultusunda dönmeleridir.

    Shigenori Nonaka embriyonun simetrisini bu hareketin bozup
    bozmadığını anlamak amacıyla düğümü yıkayan embriyon dışı sıvıya
    floresan bilyeler ekleyip kımıldamalarını seyretti.

    Ve işte sürpriz: Hepsi aynı doğrultuda, sola doğru hareket ediyordu.
    Bu ilginç fenomen bilim adamları tarafından “düğümlü akım” olarak
    adlandırıldı.

    Bu akım oldukça belirleyiciydi: Kirpiklerin dönerken meydana
    getirdikleri bu akım embriyonu asimetrik kılmak amacıyla soluna gizemli
    bir sinyal gönderiyordu.

    Peki ama niye sol?
    Bununla birlikte ufak bir sorun söz konusu: Bir rotasyon hareketinin
    bir tarafta akım yaratırken diğer tarafta yaratmaması için hiçbir
    neden yok.

    Nobutaka Hirokawa’nın ekibi geçen yıl ultra hızlı kamera sayesinde
    bu baş ağrıtan sorunu çözmeyi başardı. Rotasyon eksenini üç boyutlu
    inceleyen ekip, bunun 40 derece embriyonun arkasına yönelmiş olduğunu
    belirledi.

    Kirpikler embriyonun iç simetrisini nasıl kırıyorlar?
    Embriyon gelişiminin ilk iki haftasında tamamen simetriktir. Simetri
    kırılması embriyonun yüzeyindeki çukur olan ventral düğümde meydana
    gelir. Bu düğüm kirpikli hücrelerden oluşmuştur. Bu kirpikler sıvıyı
    karıştırıp embriyonun soluna iterek morfojen moleküllerin
    konsantrasyonunu sağlarlar.

    1 Kabarcıklar meydana gelir
    Düğümün hücreleri organların konumunda rol oynayan morfojen
    kabarcıkları serbest bırakırlar.

    2 Kirpikler harekete geçer
    Bir saatin akrep ve yelkovanı doğrultusunda dönen kirpikler
    kabarcıkları sola doğru iterler.

    3. Kabarcıklar solda birikir
    Kabarcıklar solda birikerek kirpiklerin karşısında patlar ve
    morfojenleri salıverir.

    4. Simetri kırılır
    Morfojenler hücre içinde asimetriye yol açan bir dizi olayı
    tetiklerler

    Başka bir deyişle, kirpik eğer embriyon yüzeyinden uzakta dikilmişse
    etkili bir harekete yol açıyor; düğümün hücrelerine sürtündüğünde ise,
    etkisiz bir hareket onu izliyor. Sonuçta da, embriyonun soluna doğru,
    sağdakine kıyasla çok daha önemli bir akım oluşuyor. Peki tüm bunlar
    asimetriyi açıklıyor mu?

    Bu akımın organların yanlamasına sıralanmasını nasıl
    gerçekleştirdiği tam olarak bilinmediği için bu soruya kesin bir evet
    yanıtı verilemiyor.

    İki model
    Ancak yine bu konuda da son sözü 2005 yılında Nobutaka Hirokawa
    söyledi. Japon araştırmacı kirpikli hücreleri inceleyebilmek amacıyla
    bunları hücre zarının lipidlerine bağlanan floresan bir maddeyle
    belirginleştirdi.

    Kendisi araştırmalarıyla ilgili şu açıklamalarda bulunuyor: “Sadece
    düğüm hücrelerini incelemeyi düşünürken, o zamana kadar bilinmeyen bir
    madde olan, çapları 0.3 ila 5 mikrometre arasında değişen ve sola düğüm
    akımıyla iletilen küçük kabarcıklar belirledik.”

    Hirokawa bunları NVP (Düğüm kabarcık parçacıkları) olarak
    adlandırıyor. Bu keşif tam da, düğüm akışının asimetriyi nasıl
    tetiklediğini açıklamak için iki modelin çarpıştığı bir döneme denk
    geldi.

    Birinci senaryoya göre, bu akım düğümün çevresindeki kirpikler
    tarafından tamamen mekanik bir şekilde hissediliyor; ikinci model ise,
    bu akımın o zamana kadar bilinmeyen morfojen (canlılarda dış şekillerin
    oluşumu;ç.n.) molekülleri embriyonun solunda topladığını öngörüyor.

    Morfojen hipotezi
    Nobutaka Hirokawa, keşfettikleri düğüm kabarcık parçacıklarının
    morfojen molekül hipotezini güçlendirdiğini belirityor. Hirokawa’ya
    göre, düğümün her bölgesinden yayılan bu kabarcıklar daha sonra düğüm
    akımı tarafından embriyonun sol tarafına taşınıyorlar.

    Burada da patlayıp içlerindeki Sonic Hedgehog ve retinoik asit
    moleküllerini salıveriyorlar. Bu ikisi de organların asimetrik
    sıralanmasında rol oynuyor.

    Bu moleküller hücre içi kalsiyum düzeyini yükseltirken, bunu
    genlerin asimetrik aktivasyonu izliyor. Embriyonun organojenez olarak
    adlandırılan (5-8 hafta) gelişim sürecinde bu genlerin ürünleri
    organların yerleşimini belirliyorlar.

    Nobutaka Hirokawa, memelilerdeki asimetrinin sayısız hücre sürecinin
    koordinasyonunun iyi bir örneğini oluşturduğunu kaydediyor.

    Böylece göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede, kirpikler kalbi
    sola yerleştiriyor. Daha sonra diğer kilit işlevleri yerine getirmek
    üzere başka kirpikler devreye giriyor; bu işlevler, nöronlara yer
    değiştirtmek, solunum yollarını artıklardan temizlemek ve spermlerin
    devinimini sağlamak olarak sıralanabilir.

    Sorular sorular

    Creteil’de (Fransa) Mondor Enstitüsü’nde moleküler tıp araştırmacısı
    olan Estelle Escudier, kirpiklerin yaşamın sayısız evresi için gerekli
    olan, aşırı karmaşık bir hücre aracı olduğunu söylüyor.

    Nitekim Kartagener sendromunda da görüldüğü gibi, bir tek genin
    mütasyonunun solunumdan üremeye ya da iç asimetriye kadar geniş bir
    yelpazeyi etkileyen değişik patolojilere niçin yol açtığı daha iyi
    anlaşılıyor.

    Ancak asimetri kanıt olmak bir yana bir dizi soruyu beraberinde
    getiriyor; bunlardan birincisi de asimetrinin niçin belli bir yönünün
    olduğu?…

    Ayrıca evrim niçin asimetrinin bir biçimine yeşil ışık yakarken
    diğerini bertaraf etti? Daha temel bir soru ise şu: Hayvanlar niçin
    vücudun diğer taraflarında olduğu gibi iki yanlı bir simetri yerine iç
    bir asimetriye yöneldiler?

    Bu sırların çözülmesi için embriyonda asimetrinin belirlenmesinde
    rol oynayan moleküler, genetik ve biyokimyasal süreçlerin daha iyi
    anlaşılması gerekiyor

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 6:49 pm