Hoş Geldiniz
CLick FoRuM

Join the forum, it's quick and easy

Hoş Geldiniz
CLick FoRuM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Divan edebiyatı

    heavenskhan
    heavenskhan


    Mesaj Sayısı : 120
    İtibar : 0
    Kayıt tarihi : 31/05/10
    Yaş : 32
    Nerden : Adapazarı

    Divan edebiyatı Empty Divan edebiyatı

    Mesaj tarafından heavenskhan Ptsi Mayıs 31, 2010 1:45 pm

    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    İslâm medeniyeti çağlarında, Türk
    aydınlarının, Divan şiirini meydana getiren dil ve sanat anlayışlarıyla
    meydana koydukları genel edebiyat akımına verilen ad. Bu edebiyata,
    ‘Klâsik Türk Edebiyatı’ ve ‘yüksek zümre edebiyatı’ adları da
    verilir. Bu edebiyat islâmlığın kabul edilmesinden sonra, türkler
    arasında yetişen aydınların edebiyatıdır. Bu bakımdan Divan
    edebiyatı bütün Türk edebiyatı ölçüsünde bir yüksek zümre
    edebiyatı olarak tanımak doğrudur. Divan edebiyatının, bütün bu
    adların dışında, genel olarak ‘Divan edebiyatı’ adı ile bilinmesinin
    sebebi, şairlerin hazırladıkları manzume dergilerine ‘divan’ adı
    vermeleridir.

    Divan edebiyatı, dünyanın en ömürlü bir edebiyat akımıdır. Bu
    edeebiyat, bir Türk edebiyatı olmadan önce İran’da Acem diliyle ve
    İranlı şairler tarafından işlenmiş olan bu edebiyat İslâmlıktan önceki
    ve İslâmlığın ilk devrelerindeki Arap edebiyatının geniş etkileri
    altında başlamışsa da zengin bir edebiyat akımı haline gelmesi, acem
    şairleri ile olmuştur.


    Böylece, Acem şairleri, kısa bir zamanda İran sarayının ve İran
    aydınlarının yüksek bir edebiyatını meydana getirmişlerdir. Türkler, X.
    yüzyılın ikinci yarısından itibaren kitleler halinde İslâmlığı kabul
    etmeğe bağlamışlardır. Türklerin İslâmlığı kabul etmeğe başlaması ile
    bir yandan bu din Ön Asya da da yayılıp kuvvetlenmiş, bir yandan da Türk
    toplumunda ve Türk medeniyetindeki bu kökten değişme ile birlikte Türk
    edebiyatında da, dil, konu, vezin, şekil bakımlarından değişmeler
    meydana gelmiştir. Böylece büyük merkezlerde yetişen ve Arap İran
    medeniyetinin etkisi altında kalmağa başlayan Türkler, Arap-İran
    edebiyatları tarafında yeni bir edebiyat kurmaya başlamışlardır. Divan
    edebiyatı adım alan yeni bir edebiyatın temelini atmışlardır.

    İslâm medeniyeti etkisi altındaki Türk edebiyatı, XI. yüzyıldan
    itibaren ilk eserlerini vermeye başlamışlardır.

    Divan edebiyatında his ve hayal tarafı kuvvetli, efsane ve masal
    kültürü zengindir. Duygular ve düşünceler özene bezene işlenerek türlü
    edebî sanatlarla renklendirilmiş, süslü, ahenkli mısralar haline
    getirilmiştir. Yüzlerce teşbih ve istiare, her şairde yeni bir söyleyiş
    ustalığı ile aynı tarz şiirlerde yer almıştır. Böylece yüzyıllarca
    birbiri ardı sıra gelen şairler, duygu ve düşüncelerini hep aynı malzeme
    içinde söylemeğe alışmışlar ,bir beytin, bir cümlenin en güzelini, hiç
    işlemeden söyleyebilmek sırrına erişmişlerdir.

    Böylece, Divan edebiyatı,
    a) Aruz gibi klâsik bir vezinle,
    b) Kaside, gazel, mesnevi, rubaî gibi birçok sanatkârlar tarafından
    tekrar tekrar yazılan klâsik konularla,

    c) Leylâ ve Mecnun, Hüsrev ve Şirin, Yusuf ile Zeliha gibi birçok
    yazılan klâsik konularla,

    d) İslâm dini ve tasavvuf felsefesi gibi dinî-felsefi müşterek bir
    kültürle,

    e) Beyitler üzerinde ısrarla işleyişlerden doğan süsleyici bir sanat
    anlayışıyla meydana gelmiştir.

    Divan edebiyatında, yalnız şiir gibi küçük manzum eserlerde değil;
    mesnevi

    gibi uzun manzum masallarda bile, eserin bir ‘bütün’ halindeki toplu
    güzelliğinden çok, mısra, beyit gibi en küçük parçaların işlenmiş
    güzelliklerine önem verilmiştir. Aynı ’süsleyicilik’, mensur eserlerin
    cümlelerine de tatbik edilmiştir.

    Birkaç yüzyıl devam etmiş olan Divan edebiyatı, Osmanlı
    İmparatorluğunun, yeni bir medeniyete kapılarını açmağa başlaması ile
    eski özelliğini ve önemini kaybetmeye başlamıştır.

    XIX. Yüzyılın ilk yarısında, Ortaçağ düzeniyle idare edilmekte olan
    Osmanlı İmparatorluğu’nun ilerleyen Avrupa karşısında, siyasal olarak
    dayanabilme gücünün, ancak, bu yeni medeniyete ayak uydurabilmesi, Batı
    esaslarına göre devlet durumlarının yeni baştan düzenlenmesi ile mümkün
    olabileceği, devlet ve fikir adamlarında yerleşen başlıca fikir olmağa
    başlamıştır.

    Böyle zorunlu bir düşünce ile, yapılacak yeniliklerin ana
    çizgilerini belirten bir ferman, 1839 tarihinde, ‘Tanzimat Fermanı’ adı
    ile yayınlanmıştır. Bu fermanın yürürlüğe girmesi ile başlayan
    Tanzimat devrende, dağınık bir halde yapılmış olan Batılaşma
    hareketleri, derli toplu bir hale getirilmiş ve devletin bütün
    kurumları, Batı esaslarına göre yeni baştan düzenlenmiştir.

    Toplum hayatında belirmeğe başlayan bu değişiklikler, edebiyat
    üzerinde de etki yapmıştır. Batı kültürünün etkisi altında yetişmeğe
    başlayan nesiller böylece, Batı edebiyatı yolunda, yeni bir geleneğin
    yer etmesi ile Türk edebiyatı, şekilden düşünceye, dil kurallarına kadar
    önemli değişmelere uğramıştır.

    Böylece, Divan edebiyatı da, devrini bitiren bir edebiyat akımı
    özelliği kazanmıştır.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 8:35 pm