Hoş Geldiniz
CLick FoRuM

Join the forum, it's quick and easy

Hoş Geldiniz
CLick FoRuM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Pragmatizm ( Faydacılık, Yararcılık )

    heavenskhan
    heavenskhan


    Mesaj Sayısı : 120
    İtibar : 0
    Kayıt tarihi : 31/05/10
    Yaş : 32
    Nerden : Adapazarı

    Pragmatizm ( Faydacılık, Yararcılık ) Empty Pragmatizm ( Faydacılık, Yararcılık )

    Mesaj tarafından heavenskhan Ptsi Mayıs 31, 2010 1:35 pm

    Felsefede Faydacılık,
    hem iyinin teorisi hem de doğrunun teorisidir. İyinin teorisi olarak
    faydacılık refahcıdır (welfarist). İyi en
    fazla faydayı sağlayandır ve burada fayda zevk, tatmin veya bir nesnel
    değerler listesine göre tanımlanır. Bir doğru teorisi olarak ise
    faydacılık neticecidir (consequentialist).
    Doğru hareket bir şeyin uygulanabildiği ölçüde gerçek olduğu savına
    dayandırılmıştır. Buna göre eğer bir olgu ya da görüş pratikte
    uygulanabiliyorsa ve başarı veriyorsa o şey mekanizmaları
    tartışılmaksızın doğru kabul edilmelidir, tersi durumda da yolunda
    gitmeyen şey araştırılmaksızın çöpe atılmalıdır. Ampirizm ile yakın
    alakası olan bu felsefi akımı teorik düşüncenin tam tersi olarak
    nitelemek yanlış olmayacaktır.

    Faydacılık ilk olarak 18. yüzyıl İngiltere'sinde Jeremy Bentham ve
    diğerleri tarafından öne sürülmüştür. Fakat Epikür (Aipikuros) gibi
    antik Yunan filozoflarına kadar geri gidilebilir. İlk kez ortaya
    atıldığında iyi en fazla insana en fazla mutluluğu getiren şey olarak
    tanımlanmıştı. Ancak daha sonra Bentham iki farklı ve birbiri ile
    çelişme potansiyeli olan kavram içerdiğinden birinci kısmı atıp sadece
    “en büyük mutluluk prensibi” demiştir.

    Hem Bentham'ın hem de Epikür'ün formulasyonu hedonistik nedenselliğin
    farklı tipleri olarak düşünülebilir çünkü hareketlerin doğruluğunu sebep
    oldukları mutluluğa göre ölçüyorlardı ve mutluluğu zevkle
    tanımlıyorlardı. Ancak Bentham'ın formulasyonu ferdi olmayan bir
    hedonizmdi. Epikür'ün kişiyi en mutlu eden şeyi yapmasını tavsiye
    etmesine karşılık Bentham herkesi en mutlu yapacak şeyi yapmayı uygun
    görüyordu.

    John Stuart Mill "Utilitarianism" isminde
    ünlü (ve kısa) bir kitap yazmıştır. Mill bir faydacı olmasına rağmen
    bütün zevklerin aynı değerde olmadığını ileri sürmüştür. “Mutsuz bir
    Sokrat (Sokrates) olmak mutlu bir domuz olmaktan yeğdir” sözü bu
    görüşünü anlatır.

    Faydacılığı eleştirenler bu görüşün birkaç problemi olduğunu
    söylemişlerdir. Bunlardan biri değişik insanların faydalarının
    karşılaştırılmasının zorluğudur. İlk faydacıların çoğu mutluluğun
    felisifik hesap (felisific calculus) ile sayısal olarak ölçülebilip
    karşılaştırılabileceğine inanıyorlardı ama pratikte bu hiçbir zaman
    yapılamadı. Değişik insanların mutluluğunun kıyaslanmasının sadece
    pratikte değil prensipte de mümkün olmayacağı ileri sürülmüştür.
    Faydacılığın savunucuları bu problemin iki kötü seçenek arasında karar
    vermek zorunda kalan herkesin karşılaşabileceği bir problem olduğunu
    söyleyerek karşılık vermişlerdir. Bir milyar insanın ölmesiyle bir
    kişinin ölmesinin aynı derecede kötü olduğunu söyleyemiyorsanız bu
    problemi utilitaryanizmi red etmek için kullanamazsınız demişlerdir.

    Faydacılık sağduyu ile çeliştiği için de eleştirilmiştir. Örneğin kişi
    kendi çocuğunun hayatı ile iki yabancının hayatını kurtarmak arasında
    seçim yapmak zorunda kaldığında kendi çocuğunu kurtarmayı seçecektir.
    Ama faydacılar iki yabancıyı kurtarmanın gelecekte daha fazla potansiyel
    mutluluğa sebebiyet vereceğinden tersini tercih etmeyi
    destekleyeceklerdir.

    Bu akımın -bir şey uygulanabildiği ölçüde doğrudur- şeklindeki savı ise
    hiç bir teorik mekanizmanın tartışılmasına izin verilmeden bir şey özden
    yoksun olduğu halde başarılı bile olsa kabul gördüğünden
    eleştirilmiştir. Sözgelimi birbirinden farklı seceneklere sahip bir soru
    hiç bir bilgi sahibi olmayan kimse tarafından rastgele ama doğru
    yanıtlandığında faydacılıga göre o şey artık mutlaklık kazanmıştır. Bu
    kişinin bilgili eğitimli ya da zeki olması pek de önemli unsurlar
    değildir. Tersi durumda da çok iyi eğitimli ve yetenek sahibi kişiler
    toplumda iyi statülere erişemediğinde onların gerizekalı ya da cahil
    olarak damgalanmaları bu akım yüzündendir. Kısacası faydacılıkta önemli
    olan öz değil biçimdir, olayların teorik akışı önemsizdir mutlak olan
    daima pratik başarı olarak kabul edilir.

    Daniel Dennett kararlarımızı yönlendirmek için faydacılığın
    kullanmasının sınırlarını belirlemek için Three Mile adasını örnek
    olarak kullanır. Bu nükleer santraldaki kaza iyi mi yoksa kötü bir şey
    miydi? Bu kaza birçok kişi tarafından nükleer enerji politikasına
    yaptığı etkiler yüzünden yararlı olarak görülmekteydi. (neticede
    Çernobil kadar kötü bir kaza değildi). Dennett faydacılık açısından tüm
    kanıtları tartıp bir karara varmak için hâlâ daha erken (aradan geçen 20
    yıla rağmen) olduğunu söylemektedir.

    Burada söz edilen sıkıntılardan kurtulmak için faydacılığın değişik
    çeşitleri ortaya atılmıştır. Faydacılığın geleneksel şekli en fazla
    fayda getiren hareket en iyi harekettir diyen hareket faydacılığıdır.
    Buna alternatif ise en iyi hareket en fazla faydayı sağlayacak kuralın
    emrettiği harekettir diyen kural faydacılığıdır.

    Örneğin bir kişi yalan söylerse en fazla faydayı elde edeceği bir
    durumda olsun. Hareket faydacılığına göre en doğru hareket yalan
    söylemektir. Ama genel kural olarak doğruyu söylemek o kişiye daha fazla
    fayda sağlayacağını kabul edersek kural faydacılığı açısından doğruyu
    söylemek gerekmektedir.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 7:11 pm